Park da, bu tür bir yolculuğa çok müsait. Bir bakıyorsunuz ağaçların arasında tek bir köşesinin üstünde yamuk duran küp şeklinde ahşap evcikleri, bir bakıyorsunuz küçük bir köprünün ucunda boş bir yapı. Bambudan çeşitli boyutlarda kayıklar ve gemiler. Bir köprünün ortasında devasa metal bir hızar vardı köprünün diğer yarısına geçişi kapatan bir kapı gibi. Her taraf ördekler ve envai çeşit kuşlarla dolu. Ama herşey devasa beyaz bir ışık hüzmesinin arkasında bir belirip bir kayboluyor. (Arkadaş öyle bir anlattım ki parkta gezintiye mi çıktım beyin travması mı geçiriyorum belli değil). Parkta ne kadar kaldım bilmiyorum. Ama milyon tane masal, hikaye anlatıldı kafamda. Maden bulmuş gibi oldum. Hatta "bu parkın hikayeleri bitince başka parklara giderim olm ben!" diye düşünmüş bile olabilirim. Parktan sonra eve geldim ve kavanozdan bir kart çektim. Kartta, “Bu gün hedeflerin ve yaşadığın hayat arasında karşılaştırma yapma vakti. Çok abartma ama kendine karşı nazik ol” yazıyordu.
![]() |
Tavşan deliğine değil, Harikalar Diyarı'ndan gerçek dünyaya bakıyorsun Alice!ciğerini bilirim |